Lüks severlerin Afrika macerası: Mauritius
Afrika’yı merak ediyorsun ama güvenlikti, hastalıktı derken koca kıta seni düşündürmüyor değil. Batı, güney hangi ülkeye gitsem? Butik bir Afrika turuna ne dersin? Takıl bize, Mauritius’a gidiyoruz.
Ensonhaber Seyahat / Mehmet Temel Kartal
‘’Mauritius nerede? Orası neresi? Mauritius diye bir yer mi varmış?’’ gibi sorularla karşı karşıya kaldıysan tanıştırayım: Afrika’ya bağlı, Hint Okyanusu’nun kucağındaki ada ülkesi, Mauritius. Bir zamanlar korsanların uğrak yeri olan tropik ada, günümüzde beyaz kumlu plajlarıyla lüks bir tatil rotası.
HARİTAYI AÇ, SENARYOYU BAŞTAN YAZALIM
Haritayı aç: Afrika’nın ucunda, Madagaskar’ı göreceksin. Biraz daha yaklaştır, küçük mü küçük, tropik bir ada: Mauritius’a hoş geldin! Beyaz kumsa kum, güneşse güneş, denizse deniz… Balayı senaryonuzu baştan yazıyoruz. Kendini okyanusun ortasında hapsedilmiş hissetmeyeceğin, takıların eşinin kolunda kalacağı bir rotamız daha var. Mark Twain şöyle söylemişti: “İlk önce Mauritius yapıldı ve cennet Mauritius’tan sonra kopyalandı.” Mauritius’u dünyaya tanıtan hikâye, işte bu Fransız romanıyla başladı. Yeterince ikna edici bir giriş olduğunu düşünüyorum.
Şimdi yola koyulma zamanı! Böyle büyüleyici bir adaya elbette klas bir havayoluyla, THY ile uçuyoruz. Atatürk Havalimanı’ndan 10 saatlik direkt uçuşla hop Afrika’dasınız. Bomba bir gezi programı hazırladık. Seni su altında mı yürütmeyeceğiz, ip üstünde cambazlık mı yaptırmayacağız; neler neler… Mauritius’un okyanusundan, doğasından yararlanmadığın tek bir köşesi kalmayacak.
Lüks severlerin Afrika macerası: Mauritius
OTEL GİBİ OTEL: PARADIS BEACHCOMBER
Gelelim bir Mauritius tatil planının en önemli kısmına: Tabii ki para! Şu da var ki Mauritius’a harcayacağın her kuruşun karşılığını fazlasıyla alacaksın. Balayı yapacak arkadaşlar, altınlar bozulduysa güzel bir otel seçelim. Paradis Beachcomber işte tam da bu arayışın için: Lüks ve şımartıcı. Trou Aux Biches Beachcomber veya Victoria Beachcomber, daha uygun seçenekler olarak listende dursun.
Birinci sınıf spa’lar, golf sahaları ve gurme mutfağıyla otelden ayrılmak istemeyeceğin bir tatil seni bekliyor. Ağzına attığın her lokmanın tadı damakta kalıyor; tropikal meyvelere ve Türkiye’de göremeyeceğin deniz ürünleri çeşitliliğine bayılacaksın.
OKYANUS ALTINDA YÜRÜYÜŞ
Eğer palmiyelerin gölgesinde beyaz kumlu plaj senin için yeterli değilse, su içinde başka neler yapabiliriz bir bakalım. Su altı Scooter sürüşü? Su altında direksiyona geçiyorsun, boğazına kadar su doluyor. Basıncın olduğu yerdeki fanusa oksijen verildiği için sana nefes alacağın küçük bir alan kalıyor. Direksiyonu tut, bas pedala, su altında ralli yap.
Bir de bunun su altı yürüyüş versiyonu var. Üç metre dalıp su altında ilerlerken renkli balıkları izlemenin tadını çıkarın ve Hint Okyanusu’nun altında yürüyüş yapın. Su altı yürüyüşünde kafana 360 derece görüş açısı olan bir fanus takıyorlar. Fanusun içine oksijen pompalandığı için sen rahatlıkla nefes alıp verip, balıklar eşliğinde yürüyüş yapabiliyorsun. Okyanusun içindeki bir botanik bahçesinde yürüyüşe çıkmak gibi bir şey…
NEPAL KÖPRÜSÜ’NDE CAMBAZLIK
Mauritius Adası’nın güneyini ziyaret etmeye hazır ol. Spor ayakkabılarını giydiysen sudan çıkma vakti geldi; Mauritius’un botanik bahçelerine gidiyoruz. Bu ada sadece mavilik içinde plajlarını değil; keşfetmeye değer, fantastik bir kimlik de sunuyor. Bakınız Nepal Köprüsü. Hissettirdiği duyguyla adını Sırat Köprüsü olarak da adlandırabiliriz.
Yemyeşil tropik ormanların üzerinde, iplerle asılı ahşap platformlarda bir yürüyüş, daha önce hiç deneyimlemediğin bir heyecan pompalıyor. Bunlar yetmez dersen bir de eşini etkilemek için 500 metreden zip line yaparsın; olağanüstü vadileri, manzara, orman manzarası ve şelaleler hemen yanı başında. Ayaklarının altında, günlük yaşantısında olan geyiklere selam vermeyi unutma. Böyle bir ortamda ne olmalı? Yemyeşil ormanların turuncu kumunu attıracağın bir ATV sürüşü. Kalabalık gruplar eşliğinde eğlencenin dibine vuruyorsunuz.
Bu arada parasailing’e ne dersin? Gökyüzünden maviliğin üzerinde doğru inerken gözlerine bir iyilik yap ve onları bu manzaradan mahrum bırakma.
23 RENGİYLE VALLEE DES COULEURS
Vallee Des Couleurs: 23 rengiyle adeta bir görsel şölen sunan bu ilginç kanyonun panoramik manzarasının keyfini çıkar ve muhteşem bir Instagram fotoğrafı bırak.
TROU AUX CERF VOLKANİK KRATERİ
Popüler doğal turistik yerlerden biri olan Trou Aux, Curepipe kasabasına yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan uykuda bir volkan. Deniz seviyesinden yaklaşık 605 metre yükseklikte, 350 metre çapında ve derinlik tamı tamına 100 metre. Tipik volkanik özelliklerin aksine Trou aux Cerfs krateri, yerli bitki türleri ve bazı dev yeşil çam ağaçlarından oluşan yemyeşil orman alanıyla çevrili. Ortada ise devasa bir çukur var. Adayı kuş bakışı bir manzaradan görmenizi tavsiye ederim.
ALEXANDRA ŞELALESİ
Kara Nehir Georges Milli Parkı’nda yer alan şelale, Doğa Ana’nın mirasını ziyaret eden herkes için bir nimet. İlk önce, etraftaki bazı ağaçlarla ve piknik masalarıyla büyüleyici küçük bir yoldan geçeceksin. Daha sonra büyük bir dairesel alana varıyorsun. Alexandra şelalesi dümdüz ilerliyor. Muhteşem manzaraya göz gezdirerek kendine iyi olma hissini yaşat.
LE MORNE DAĞI
Mauritius’un Le Morne Yarımadası’nda 12 hektarlık bir alanı kaplayan, deniz seviyesinden yaklaşık 556 metre yükseklikte bir zirve, sen ve dağ ayakkabıların. Yeşilin binbir tonunu yaşarken, şöyle bir durup ‘Vay be…’ demeden alamıyor insan kendini. Ormanın derinliklerinde, enfes deniz kuşlarıyla karşılaşacak, her adımda biraz daha yükselecek ve kendini dünyanın uç noktasında hissedeceksin. Şu zirve noktası var ya, oraya mutlaka git!
NOT
Klasik bir Afrika macerası olarak vahşi hayvanlarla yüzleşeceğin bir iki rota düşüyorum: Mauritius’ta kum ve güneşin ötesindeki yaşamı öğrenmek isteyen turistler için müthiş bir tema park: Central Plateau. Aslan kardeşlerle yürüyüş yapmak, favori aktivitelerin başında geliyor.
Mauritius’un başkenti Port Louis’e bir bir rota çizmek istersen lütfen bu sadece birkaç saatlik bir plan olsun. Çarşı pazar gezmesi yapıp, turistik birkaç eşya alıp hemen otele kaç. Beton binalarla kaplı yoğun bir trafiğin olduğu,klasik bir başkent işte..
NE YİYECEKSİN
Bu kadar macerayı aç bir bünye kaldırmaz. Peki Mauritius’da ne yiyip ne içeceğiz? Aklınıza Afrika’nın akrep çorbası gelmesin. Yemek kültüründe Hint mutfağı baskın. Bol baharatlı Hint yemekleri, taze balıklar ve tropik meyveler sofranı süsleyecek. Hint mutfağındaki aşırı baharatlı yemeklerden hoşlanmıyorsan, kaldığın otelde Fransız mutfağından, İtalyan’ına, her türlüsü var.
HANGİ AYDA GİTMELİSİN
Mauritius’un sıcak ikliminde kavrulup demlenmek için adayı eylülden sonra, aralık-mart arasında ziyaret edin. 60 güne kadar olan ziyaretinde bu gezi rehberini gerçekleştirmek için vizeye ihtiyacın yok. Neye ihtiyacın olduğunu sen çok iyi biliyorsun…
DAHA FAZLASI İÇİN
https://www.tourism-mauritius.mu/
https://www.tamtamtours.com/
https://www.lvdc.mu/en/home